NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ الْمُسَيِّبِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا تُشَدُّ
الرِّحَالُ
إِلَّا إِلَى
ثَلَاثَةِ مَسَاجِدَ
مَسْجِدِ
الْحَرَامِ
وَمَسْجِدِي
هَذَا
وَالْمَسْجِدِ
الْأَقْصَى
Ebû Hureyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre;
Nebi sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurmuştur:
"(Namaz ve ibâdet
için) hiçbir mescid'e yolculuk edilmez. (Fazla sevap umarak) yalnız (şu) üç
mescide yolculuk edilebilir: Mescid-i Haram, Benim Mescidim (yani Mescid-i
Nebevi) ve Mescid-i Aksâ"
İzah:
Buhârî, mescid-i Mekke,
savm; sayd; Müslim, hac; Tirmizî, salât; Nesâî, mesâcid; Dârimî, salât, Ahmed
b. Hanbel, II, 234, 238, 278, 501; III, 7, 34, 45, 51, 53, 64, 71, 77, 78, 93,
VI 7, 398.
…… cümlesinin asıl
mânâsı, "Semerler bağlanmaz"
demektir. Bu söz yola çıkmaktan kinayedir. Çünkü sefere çıkmak için binilecek
hayvana semer vurmak gerekir. Maksat yolculuk olduğu için bu yolculuğun çeşitli
vâsıtalarla yapılmasıyla yaya olarak yapılması arasında bir fark yoktur.
Konumuzu teşkil eden bu
hadis Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde şu mânâya gelen lâfızlarla rivayet
edilmiştir: "Ebû Basra bir kerre namaz kılmak için Tur(-i Sinâ'y)a gitmiş
ve dönerken Ebû Hureyre (r.a.)'e rastlamıştı. Ebû Hureyre Ona nereden
geldiğini sorunca "Tür'dan geldiğim ifâde etti. Bunun üzerine Ebû Hureyre
(r.a.) şöyle dedi:
Eğer Tur'a gitmezden
önce seninle görüşmüş olsaydım hiç gitmezdin. Çünkü Resûlullah (s.a.v.),
"Üç Mescidden başka hiçbir mescide (namaz için) yolculuğa çıkmayınız.
Mescid-i Haram, Benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa"[Ahmed b. Hanbel, VI,
7.] buyurdu.
"Lâ tüşeddü"
kelimesinin başında bulunan "lâ" harfi "nehy" anlamında
kullanılmış bir olumsuzluk edatıdır. Nehy sığası yerine nefy sığasının
kullanılmasındaki nükteyi Bedrüdin el-Aynî şöyle açıklıyor: "Bu anlatım
tarzında muhatabı üç mescidin ziyaretine en beliğ bir şekilde teşvik, bunların
dışındaki mescidlere gitmekten lâtif bir şekilde men ve tahzîr vardır."
Mescid-i Haram'dan
maksat, Harem-i Şerifin tümüdür. Mescid-i Aksa, Kudüs'teki mesciddir. Bu mescid
Kabe'den ya mesafe ya da zaman itibarıyla uzak olduğu için ona "En
uzak" mânâsına gelen "Aksa" sıfatı verilmiştir. Bir hadiste
Kabe ile Mescid-i Aksâ'mn kuruluşları arasında kırk yıllık zaman- bulunduğu bildirilmiştir.
Hz. Adem ile Dâvûd aleyhisselam arasında bundan kat kat fazla zaman geçmesine
bakarak bazıları bu hadisi müşkil görmüşlerse de kendilerine şöyle cevap
verilmiştir: "Her iki mescidin de temellerini melekler atmıştır. İki
temel atma arasında kırk yıllık zaman vardır. Sonra Hz. Dâvûd ile Hz. Süleyman
(aleyhisselam) Mescid-i Aksâ'nın binasını yapmışlardır. Bazıları da "bu
mescide Mescd-i Aksa denilmesi, Medine mescidine uzak olduğu içindir"
demişlerdir. Zira Medine Mekke'ye uzaktır. Kudüs ise, daha da yüksektir. İşte
"Aksa" sıfatının verilmesinin sebebi budur. Yerinin yüksekliğine
bakarak bu ismin verilmiş olduğunu söyleyenler de vardır.[A. Davudoğlu, Sahih-i
Müslim tercemesi ve şerhi, VII, 199-200.] Mescid-i ResûTden maksat, da Medine
Mescididir.